O kadar diyorum'ki bizimkilere Lütfen !.... Hasta olmayın olursanız'da bana bulaştırmayın :(
Bir kaç gündür grip olan aile fertlerimden birine ekinezya çayı demleyip içirdim, o kadarda yakın temastan kaçınmama ragmen mikrop almışım genede allahtan başında yakaladım yataklara düşmeden atlata bilecezmi bakalım hadi hayırlsı....
BU ESKİ YAZIM BİLGİ AMAÇLI YENİLİYORUM
ŞİMDİDEN BİZİM GİBİ HASTA OLANLARA GEÇMİŞ OLSUN DİYORUM....
LİNK İÇİN TIKLAYIN
Soğuk algınlığımı yataklara düşmeden iki günde atlatmamı kutladık bu gün :)
Benim bünyemin alerjik yapısından dolayı ilaçlarla aramız iyi değildir iyileşeceğime dahada kötü olurum....
Dokturumun bu hassas yapıma ilaç yerine ekinezya bitki çayı tavsiyesine önce bir şaşkınlıkla baktım bitki açyı ile ben nasıl ileşebilriim dedim tipsiz bir surat ifademle :( dokturcuğum önce al iç bağışıklıkğın güçlensin sonra karar ver dedi :)
Bizde amann canım denemekten ne çıkar dedik Hemencik akrata gidip aldık, bu arada öle ucuz bişi de değilmiş bir kepçesine 23 tl verdik :) ama sonuçta beni ayaklandırdı yaa 50 verseydik bile helal olsun derdik..... Bu yüzden herkese tavsiye edyorum günde bir fincan içmenizi bağışıklığınız güçlensin hadi bakalım birde faydalarına :)
Ekinezya çayı faydaları
Ekinezya (Koni Çiçeği) (Echinacea purpurea), soğuk algınlığı, grip, enfeksiyon, zayıf bağışıklık sistemi ve kanserden korunma gibi durumlarda dünyanın en önemli şifalı bitkilerinden olup; kuru toprak ve ovalar ile seyrek ormanlık arazilerde doğal olarak yetişen çok yıllık bir bitkidir. Uygar dünya bu bitkinin iyileştirici özelliklerini Kuzey Amerika yerli halkından (Kızılderililer) öğrenmiştir. Onlar bitkinin kökünü ve yapraklarını her tür yaranın tedavisinde, enfeksiyon ve iltihaplanmalarda, zehirli böcek ve yılan sokmasına, boğaz ve diş ağrısına, kabakulak, çiçek hastalığı ve kızamığa karşı başarıyla kullanıyorlardı. Bitki Amerika’ ya yerleşen ilk göçmenler tarafından da enfeksiyonlara karşı sık olarak kullanılmıştır.Bu özel tedavi biçimleri bilimsel araştırmalara konu oldu ve 1950’den beri yapılan araştırmalara göre, bitkide bakteri, mikrop ve virüslere karşı oldukça etkili olan maddelerbulundu. Bu maddelerin başlıcaları; echinacoside, poli-sakkaritler (polysaccharides), poli-asetilenler (polyacetylenes), gliko-proteinler (glycoproteins), kafeik asit türevleri (Cichoric Acid), tri-glikosid (triglycoside), betain, seskiterenler (sesguiterpenes), karyofilen (caryophylene) dir. Bitki bu maddelere ek olarak bakır ve demir mineralleri ile tanenler, protein, yağ asitleri ve A, C, E vitaminleri de içermektedir. Ayrıca bitkinin, etken maddelerinin sinerjik etkisi (birlikte oluşturdukları etki) sayesinde bedenin savunma sistemini (Bağışıklık sistemi) güçlendirerek enfeksiyon tedavilerinde yardım sağladığı da bulundu. Bitkinin tedavi alanındaki değeri öncelikle bu iki özelliğinden kaynaklanmakta olup; bu yüzden araştırmaların çoğu bitkinin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi üzerine yoğunlaşmıştır. Bağışıklık sistemini uyaran en önemli maddeler ise; T-hücrelerinin ( T- Lenfositler) üretimini ve diğer doğal öldürücü hücrelerin etkinliğini arttıran poli-sakkaritler’ dir. Ayrıca, poli-sakkaritler’ in doku yenilenmesini hızlandırdığı ve iltihaplanmaları azalttığı da bilinmektedir. Yağda çözünebilen alkilamidler (alkylamides) ve bir kafeik asit glikosidi olan echinacoside maddesi de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine katkıda bulunmaktadır. İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; Koni Çiçeği’ nin akyuvarların (Beyaz kan hücreleri - Lökosit) sayısını yükselttiği, onların enfeksiyon bölgesine hareketlerini (göçünü) hızlandırdığı ve böylece bakteri, virüs ve diğer yabancı mikro-organizmaların yok edilmesine yardımcı olduğunu göstermiştir. Aslında bu bitkiye en duyarlı hücreler; akyuvarlar, T-Lenfositler (Hücresel Antikor), doğal öldürücü hücreler (Natural killer cells) ve makrofajlar’ dır. Bilindiği gibi makrofajlar; vücudun atık toplayıcıları olup, vücuda giren mikro-organizmaların dokulara yayılmasını önler ve lenf sistemini korur. Doğal öldürücü hücreler ise bu adı kanserli veya virüs enfeksiyonlu hücreleri yok ettiği için almıştır. (Kronik yorgunluk sendromunda bu hücrelerin aktivitesi düşüktür.). Bu nedenle Koni Çiçeği, kronik yorgunluk sendromunda da fayda sağlayabilmektedir.
Bir kaç gündür grip olan aile fertlerimden birine ekinezya çayı demleyip içirdim, o kadarda yakın temastan kaçınmama ragmen mikrop almışım genede allahtan başında yakaladım yataklara düşmeden atlata bilecezmi bakalım hadi hayırlsı....
BU ESKİ YAZIM BİLGİ AMAÇLI YENİLİYORUM
ŞİMDİDEN BİZİM GİBİ HASTA OLANLARA GEÇMİŞ OLSUN DİYORUM....
LİNK İÇİN TIKLAYIN
㋡ Ayy çook mutluyum çoook ㋡㋡
Soğuk algınlığımı yataklara düşmeden iki günde atlatmamı kutladık bu gün :)
Benim bünyemin alerjik yapısından dolayı ilaçlarla aramız iyi değildir iyileşeceğime dahada kötü olurum....
Dokturumun bu hassas yapıma ilaç yerine ekinezya bitki çayı tavsiyesine önce bir şaşkınlıkla baktım bitki açyı ile ben nasıl ileşebilriim dedim tipsiz bir surat ifademle :( dokturcuğum önce al iç bağışıklıkğın güçlensin sonra karar ver dedi :)
Bizde amann canım denemekten ne çıkar dedik Hemencik akrata gidip aldık, bu arada öle ucuz bişi de değilmiş bir kepçesine 23 tl verdik :) ama sonuçta beni ayaklandırdı yaa 50 verseydik bile helal olsun derdik..... Bu yüzden herkese tavsiye edyorum günde bir fincan içmenizi bağışıklığınız güçlensin hadi bakalım birde faydalarına :)
Ekinezya çayı faydaları
Ekinezya (Koni Çiçeği) (Echinacea purpurea), soğuk algınlığı, grip, enfeksiyon, zayıf bağışıklık sistemi ve kanserden korunma gibi durumlarda dünyanın en önemli şifalı bitkilerinden olup; kuru toprak ve ovalar ile seyrek ormanlık arazilerde doğal olarak yetişen çok yıllık bir bitkidir. Uygar dünya bu bitkinin iyileştirici özelliklerini Kuzey Amerika yerli halkından (Kızılderililer) öğrenmiştir. Onlar bitkinin kökünü ve yapraklarını her tür yaranın tedavisinde, enfeksiyon ve iltihaplanmalarda, zehirli böcek ve yılan sokmasına, boğaz ve diş ağrısına, kabakulak, çiçek hastalığı ve kızamığa karşı başarıyla kullanıyorlardı. Bitki Amerika’ ya yerleşen ilk göçmenler tarafından da enfeksiyonlara karşı sık olarak kullanılmıştır.Bu özel tedavi biçimleri bilimsel araştırmalara konu oldu ve 1950’den beri yapılan araştırmalara göre, bitkide bakteri, mikrop ve virüslere karşı oldukça etkili olan maddelerbulundu. Bu maddelerin başlıcaları; echinacoside, poli-sakkaritler (polysaccharides), poli-asetilenler (polyacetylenes), gliko-proteinler (glycoproteins), kafeik asit türevleri (Cichoric Acid), tri-glikosid (triglycoside), betain, seskiterenler (sesguiterpenes), karyofilen (caryophylene) dir. Bitki bu maddelere ek olarak bakır ve demir mineralleri ile tanenler, protein, yağ asitleri ve A, C, E vitaminleri de içermektedir. Ayrıca bitkinin, etken maddelerinin sinerjik etkisi (birlikte oluşturdukları etki) sayesinde bedenin savunma sistemini (Bağışıklık sistemi) güçlendirerek enfeksiyon tedavilerinde yardım sağladığı da bulundu. Bitkinin tedavi alanındaki değeri öncelikle bu iki özelliğinden kaynaklanmakta olup; bu yüzden araştırmaların çoğu bitkinin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi üzerine yoğunlaşmıştır. Bağışıklık sistemini uyaran en önemli maddeler ise; T-hücrelerinin ( T- Lenfositler) üretimini ve diğer doğal öldürücü hücrelerin etkinliğini arttıran poli-sakkaritler’ dir. Ayrıca, poli-sakkaritler’ in doku yenilenmesini hızlandırdığı ve iltihaplanmaları azalttığı da bilinmektedir. Yağda çözünebilen alkilamidler (alkylamides) ve bir kafeik asit glikosidi olan echinacoside maddesi de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine katkıda bulunmaktadır. İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; Koni Çiçeği’ nin akyuvarların (Beyaz kan hücreleri - Lökosit) sayısını yükselttiği, onların enfeksiyon bölgesine hareketlerini (göçünü) hızlandırdığı ve böylece bakteri, virüs ve diğer yabancı mikro-organizmaların yok edilmesine yardımcı olduğunu göstermiştir. Aslında bu bitkiye en duyarlı hücreler; akyuvarlar, T-Lenfositler (Hücresel Antikor), doğal öldürücü hücreler (Natural killer cells) ve makrofajlar’ dır. Bilindiği gibi makrofajlar; vücudun atık toplayıcıları olup, vücuda giren mikro-organizmaların dokulara yayılmasını önler ve lenf sistemini korur. Doğal öldürücü hücreler ise bu adı kanserli veya virüs enfeksiyonlu hücreleri yok ettiği için almıştır. (Kronik yorgunluk sendromunda bu hücrelerin aktivitesi düşüktür.). Bu nedenle Koni Çiçeği, kronik yorgunluk sendromunda da fayda sağlayabilmektedir.