4 Eylül 2010 Cumartesi

ARADA BİR ÇOCUK OLMALI İNSAN.!


Arada bir çocuk olmalı diyorum. Bir balon gördüğünde bunu istiyorum diye tutturmalı. Bir annesi olmalı insanın, yolda yürürken eteğini çekiştirebileceği. Etrafına bakabilmeli görerek. Değişik hayatları görerek. Gecenin bir vaktinde yatağından fırlayıp “Seni seviyorummmmmmmm” diye haykırabilmeli. Sabah uyandığında yatağının başucunda bir gül ile bir not bulabilmeli; “uyandırmaya kıyamadım” şeklinde. Arada bir sinirlenmeli. Kavga edebilmeli inandığı değerler için. Yeni günün ışıklarıyla heyecanlanmalı. Arada aşık olmalı sonunda acı olduğunu bilerek. Bazen zil zurna sarhoş olup, dağıtmalı, bir türkü tutturup sokakları arşınlamalı. Bir külah dondurmayı yalayarak yemeli.

Bazen efkarlanmalı. Sahil kenarında sere serpe uzanıp diz boyu sulara, gülümsemeli. Yağmurda ıslanmalı sırsıklam. İliklerine işlemeli ıslak. Koşmalı gecenin bir vaktinde sokaklarda. Issız yerlerde, kör karanlıklarda…….

Bazen kocaman olmalı insan. Herkesi kucaklayacak kadar kocaman. Bazen kendi olmalı. Bazen herkesten bir parça. Bazen aptal olmalı. İnanmak istediğin şeylere inanmak için. Rüya görebilmeli. Hayaller kurabilmeli, kimsenin aklına gelmeyecek.

Hüzünlenmeli bir neden yokken. Sonbahar hüznünü yakalamalı. İlkbahar sevincini yakaladığın gibi. Bazen ağlamalı. Bağırarak, hatta böğürerek, hatta salya sümük. Yüreğinin derinliklerinden taşan duygu seli yanaklarına dizilmeli inci gibi. ne olacaksa olsun diyebilmeli bazen. Bazen özlemeli birilerini. Özlemin acısı taşmalı yüreğinden. Sevilecek birileri olmalı insanın. Dili beyni kadar özgür olabilmeli çoğu kez.
Çocuk olmalı bazen. Çocuksu düşler büyütmeli hayallerinde. Yorgun düşene kadar seksek oynayıp, kumdan kaleler yapmalı sahilde. Karların içinde yuvarlanıp soğuğun ayazın yakıcı zevkine varabilmeli. Üstüm başım kirlendi, saçım dağıldı diye düşünmeden, görenler ne der ne düşünür diye hayıflanmadan çocuklaşmalı……..
Yalınayak dolaşabilmeli çimenlerin üzerinde. Yüzünde bir gülücük, içinde büyük bir heyecan ile yarınları beklemeden bu günleri içine sindirerek yaşamak varken, zamanından önce ölmek korkusuyla yaşamak niye. Ölüm doğum kadar olağanken, ve hayat bu kadar güzelken fazlasıyla ciddiye alıp, yetişkin rolüyle sahnede kasılıp gerilmek niye. Bırakmalı kendini hayatın akışına, yaşamalı bu güne dair ne varsa.

Dünya malı dünyada kalır sözünü anımsayarak…….
Sevgiyle ve dostça kalın. kendinize ve keyfinize iyi bakın akidişler  :)